26 Mart 2012 Pazartesi

DJ'LER! Burn Studios Remix Programı ile Bu Yaz İbiza'da Bir Rüyayı Yaşayın!

Dünyanın çeşitli yerlerinden 3 tutkulu DJ, hayatta sadece bir kez ele geçebilecek bir şans ile bu yaz İbiza’da olacak!

Beatport ve Mixmag işbirliği ile Burn Studios Residency programı açıklandı. Global bir yarışma formatında olacak olan bu program ile kazanan DJ’ler önümüzdeki yaz sezonunda İbiza’nın en bilinen klüplerinden birinde müzik endüstrisinin önde gelen isimlerinin koçluğunda yeteneklerini sergileme fırsatı elde edecekler.

Türk yarışmacılar, İbiza’nın en bilinen klüplerinde çalan DJ’lerin yanına isimlerini yazdırabilmek ve bir yaz sezonu boyunca binlerce insana ulaşabilmek için çeşitli aşamaları olan ve Türkiye’deki ismi Burn Studios RMX olan bir yarışma sürecinden geçecekler. Bu süreçte kazanabilmenin en önemli önkoşulu ise tutku, azim ve teknik kabiliyetlerini bir arada sunmak olacak.

Yarışmaya katılmak isteyenlerin ilk yapması gereken www.burn.com.tr’ye girmek. Buradan yönlendirilecekleri www.burn-studios.com adlı internet sitesinden kendi profillerini oluşturup, Beatport’un Top 100 listesinden seçtikleri en az bir parça ile hazırladıkları en iyi 15-20 dakikalık miksi yüklemek. Bu süreç tamamlandığında, aralarında Bora Uzer ve Doğuş Çabakçor gibi isimlerin de olduğu uzmanlar, ilk on adayı belirleyecek. Belirlenen yarışmacılar, yeteneklerini ve tutkularını “Mix Off” adlı bir organizasyonda seyircilerle buluşarak canlı performanslarla sergileyecekler.

Mix Off’daki canlı performansın ardından kazanan yarışmacı, programa dahil diğer ülkelerden gelecek olanlar ile İbiza’daki Uluslararası Müzik Zirvesi’nde (International Music Summit) buluşacak. 23-26 Mayıs tarihlerde yapılacak zirvede, DJ’ler daha fazla öğrenecek; yepyeni insanlarla tanışarak kendilerine hayran kitleleri oluşturabilecek ve onların desteğiyle içlerindeki müzik ateşini daha da büyütebilecekler. Zirvenin sonunda ise, VIP olarak Dalt Villa Festivali’ne ve IMS’in özel partilerine davetli olacaklar.

Temmuz ayında genç DJ’ler yarışmanın final aşamasına geçerek Burn Studios’un mentorları Luciano, Sasha, Jamie Jones ve 2manydjs ve müzik endüstrisinin liderleri ile 6 günlük yoğun bir program ile Residency Bootcamp’de eğitimlere katılacaklar. Residency Programı’nın kazananları, bu aşamanın sonunda İbiza’nin en bilinen klüplerinin sahipleri ve organizatörlerinden oluşan bir kurul tarafından seçilecek. Farklı ülkelerden seçilecek 3 DJ, yaz sezonu boyunca paha biçilemez bir deneyim yaşayacak.

Detaylı bilgi için www.burn.com.tr

Bir bumads advertorial içeriğidir.

13 Mart 2012 Salı

KALITIM



 

Ebeveynler genetik bilgileri yavrularına aktarırlar. Cinsel üremede her iki ebeveynden alınan malzeme bir araya gelir.

Canlıların çoğu ömürlerinin bir evresinde döl verir. Bu yavrular anne-babadan kalıtımla alınan özelliklerin yanı sıra kendine özgü bireysel özellikler de taşır. ,kalıtım mekanizmalarına ilişkin bilimsel kavrayış ancak 20. yüzyılda gelişti. Modern genetik biliminin çığır açıcı buluşları artık soy ıslahıyla hayvan ve bitki yetiştirme gibi pratik uygulamalar için de kullanılıyor.

Kalıtım nasıl işler?

Cinsel üremede gamet denen üreme hücreleri birleşir. Bunlar gerek hayvanlarda, gerekse insanlarda yumurta hücreleri ve sperm hücreleridir. Diğer hücrelerin tersine, gametlerde tek bir genetik malzeme seti vardır. Birleşmeden sonra yeni hücre olağan ikili genetik bilgi setine kavuşur.

Genetik bilgi genleri içeren uzun deoksiribonükleik asit (DNA) iplikçikleri biçiminde aktarılır. Kıvrımlı içsel yapısı 1950’lerde saptanmış olan kromozomlar, proteinlerden ve DNA’dan oluşur. DNA molekülleri ikili sarmal veya heliks biçimindedir; sıkıca sarılmış iki uzun iplikçiği hidrojen bağları bir arada tutar. Bu moleküller bir organizmanın eksiksiz genetik talimatlar dizisini barındırır.

Hangi gen öne çıkacak?

Genler, kromozom içindeki tekil DNA parçalarıdır. Dış görünüş ve karakteri de kapsayan bütün özelliklere etki ederler. Üreme, anneden ve babadan gelen birer gen kopyasının birleşerek, genetik bilgiyi yavruya aktarmasını sağlar. Böylece döl her genin ebeveynlerden alınmış iki çeşidine sahip olur. Bunlar aynı olabileceği gibi farklı da olabilir; sözgelimi, her ikisi de mavi göz rengine dönük talimatlar barındırabilir veya birinde kahverengi gözlere, diğerinde mavi gözlere dönük talimatlar bulunabilir. Çoğunlukla genlerden biri diğerine ağır basar ve buna baskın gen denir. Ancak bastırılan, yani çekinik özellik kaybolmaz; eğer bir daha bastırılmazsa, sonraki kuşaklarda ortaya çıkabilir. Bazı özellikler kalıtımla geçerken bir ara biçime de bürünebilir. Örneğin, kırmızı çiçekli bir bitki ile beyaz çiçekli bir bitkiden elde edilen melez cins pembe çiçekli bir bitki olabilir.

Kısa kısa…..

Genetik teknolojisi belli bir hedef dahilinde genetik bilgilerle oynamaya olanak veren işlemleri belirtir.

Seçici yetiştirme hayvanlarda ve bitkilerde belirli özellikleri ortaya çıkarmayı ya da bastırmayı sağlayabilir.

Cins ev hayvanları çoğu kez istenen becerileri ya da görünüşü kazandırmaya dönük soy ıslahının ürünleridir.

İnsanlar vücut şekli, kürk ve göz rengi gibi belirli özellikler için hayvanlarda soy ıslahına başvurur.

Klonlama tek bir organizmanın bütün genetik verilerinin kopyalanmasına dayanır. Sağlıklı klonlanan ilk hayvan olan Dolly koyunu 1996’da doğdu ve altı buçuk yaşında öldü.

Genetiği değiştirilmiş mısırlar hastalıklara ve zararlı böceklere daha iyi direnebilir.

5 Mart 2012 Pazartesi

İNTERNET: SEÇENEKLER VE OLANAKLAR

İlk başta ordu için veri güvenliği sağlayacağı öngörülen bir sistem şimdi artık günlük yaşamın bir parçası. İnternetin sunduğu geniş seçeneklere bir fare tıklamasıyla ulaşabiliyoruz.

       Dünya genelinde 2 milyara yakın insan internet kullanıyor. Bu yoldan elektronik mektuplar( e- mail) gönderiyor,bilgi arıyor, müzik dinliyor ya da sanal ortamda alşveriş yapıyor. İnternet ülkeler ve kıtalar arasında hızlı iletişimi kolaylaştırıyor.

Basit bir hizmet çığır açıyor:

       İnternet 1969'da Amerika'da gelitirildi. Efsanaye göre, bir ana bilgisayar olmadan çalışan bu kapsamlı şebeke bir nükleer saldırı durumunda iletişimi güvence altına almaya yönelikti. Girişimin destekçisi aslında ABD Savunma  Bakanlığı'ydı. Süreç içinde bu çalışmadan yararlanmaya dönük bir çok birçok sivil bilimsel proje de devreye girdi. Hepsinin ağırlık verdiği nokta elektronik postayla iletişimdi. Genel kitle açısından internet ancak 1989'da dünya çapında ağ (www) sisteminin kurulmasıyla ilgi gördü. Günümüzde bu ağı belirten web terimi internet ile eşanlamlı gibi kullanılırken, e-posta ve diğer uygulamalar sadece bir parçası sayılıyor. Görsel çıktı bakımından www ancak grafik kullanıcı arabirimiyle mümkündür. İlk yazılım olan web tarayıcı 1993'te bu amaçla geliştirildi. Bilgisayar konusunda derin bir kavrayışa gerek kalmadan web siteleri arasında çabuk dolaşmayı sağladı.

Kolaylaşan İletişim:

       İnternet kullanıcılarının en gözde uğraşı başka insanlarla etkileşime girmektir. Bu da e-postayla artık çok basitleşmiştir. Alıcı kişi dünyanın öbür ucunda olsa bile, bir elektronik mesaj birkaç saniyede iletilebiliyor. İnternet ayrıca interaktif eğlence sağlıyor. Katılımcıların anında metinler yazarak birbirleriyle "konuşabildiği" sohbet odalarının yanısıra internet telefonu da benzer bir işlev görüyor. Veri kablolarının daha randımanlı hale gelmesiyle, artık canlı ses ve görüntü bile internet üzerinde aktarılabiliyor. Bu sistem uzak yerler arasındaki düzenli telefon konuşmalarının maliyetini hatırı sayılı ölçüde düşürmüş bulunuyor.

Olanaklar Piyasası:

İnternet kullanıcıları sadece bir tıkla sanal gazeteler de okuyabiliyor. Neredeyse bütün büyük medya  şirketleri içeriklerini sanal ortama taşıdıkları gibi, çoğu kez ek bilgilerle ve başka web sitelerine göndermelerle sitelerini zenginleştiriyorlar. Bir basılı kopya sürümünün getirdiği avantajlar arasında haberleri görsel ve işitsel malzemeyle donatmak da var.  Ancak medya hâlâ internet sunularından daha az gelir elde ediyor. Diğer ticari hizmet sunucuları ise farklı bir yaklaşım izliyor. İnternet kullanıcılarının sayısında süren artışla birlikte, ilk sanal şirketler bu alanda fırsatı gördü. İnternet üzerinden ödemenin ilk başta güvensiz olması nedeniyle, kullanıcıların yeni hizmeti benimsemesi zaman aldı. Kitap ve CD satan Amazon ilk büyük web mağazası oldu. İnternetin olanakları eBay gibi müzayede sitelerinin de ortaya çıkmasını sağladı.

 

Kısa Kısa:

İNTERNET KULLANICILARININ sayısı 2000'li yılların sonunda bir buçuk milyarı aştı. Bu sayı 2000'li yılların başındaki sayının neredeyse 3 katıdır.

DÜNYA GENELİNDE yaklaşık 200 milyon web sitesi vardır.

JAPONLAR ayda 14 saat 50 dakikalık süreyi internet başında geçiriyor. İngilizlerde ise bu süre 11 saati geçiyor.

ŞİDDET OYUNLARI gençler arasında çok popülerdir. Bazı uzmanlara göre şiddet ve işkenceyi sergileyen oyunlar insanı gerçek hayatta aynı şeyleri yapmaya özendirir.

AŞIRI OYUN DÜŞKÜNLÜĞÜ uykusuzluğa, sanrılara ve bağımlılık belirtilerine yol açabiliyor.

BİLGİSAYARDAKİ  "Lara Croft" "Resident Evil" ve "Doom" gibi oyunlar filmede çekilmiştir.

2 Mart 2012 Cuma

BALIKLAR

En yaşlı omurgalı grubu olan balıklar 30.000'i aşkın türle en büyük çeşitliliği gösterir. Balıkların onda biri tatlı sularda yaşar.

Soğukkanlı ayvanlar olan ve solungaçlarla nefes alıp veren balıklara bütün su habitatlarında rastlanır. Kıkırdaklı iskelete sahip balıklara oranla, kemikli balıklar büyük çoğunluğu oluşturur. Bunların yaşam alanları okyanusun 4.000 m derinliklerinden nehirlere, göllere ve hatta havuzlara kadar uzanır. Bazıları tatlı ve tuzlu sular arasında göç eder. Hemen hepsi okyanus sakinleri olan köpekbalığı ve vatoz gibi balıkların esnek kıkırdak yapıları ile karşılaştırıldığında, kemikli balıkların kalsiyum fosfatla sağlamlaşmış iskeletleri vardır.

Balığın Anatomisi:

Balıkların vücut yapısı destekleyici kaburgaların ve serbest "balık kemikleri" nin  bağlı olduğu omurgaya dayanır. Vücut biçimi ise belirli alıkanlıklara uyum sağlamıştır. Dilbalığı gibi dipte yaşayan bazı türler yassıdır. Turna balığı gibi çevik avcıların vücudu torpidoya benzer. Yüzgeçler yön değiştirmeye ve ileriye doğru hareket etmeye yardımcı olur. Göğüs ve karındaki çiftli yüzgeçler manevra yapmaya yararke, sırt, anüs ve kuyruk yüzgeçleri dengeyi sağlar. Balığın kendine özgü yüzme tarzı kuyruk yüzgeçlerinin ileriye doğru itişinden ve vücudun eşzamanlı esnemesinden kaynaklanır.

Balığın suda batmadan duruşunu havayla dolu bir yüzme torbası düzenler. Vücuttaki yan çizgide su akıntılarını algılayan ve nesnelerin, deniz tabanının ve diğer yaratıkların yakınlığını saptayan bir dizi organ yer alır.

       Balığın koruyucu pullarla kaplı ince bir derisi vardır. Kemikli balıklarda deriye üst üste binmiş küçük kemiksi levhalar gömülüdür.

Beslenme ve üreme:

       Balıklar bitki, plankton ya da başka balıkları yiyerek beslenir. Ağızlarının konumu özgün beslenme alışkanlıklarını yansıtır.

       Balıkların çoğunda üreme vücudun dışında gerçekleşir. Dişi balık yumurtalarını bırakırken, erkek balıkda aşağı yukarı aynı sırada spermlerini suya bırakır. Salınan yumurta sayısı balık türlerine göre değişir.

       Sadece lepistes ve bazı köpekbalığı türleri gibi bir kaç balık tam oluşmuş yavru doğurur. Gonopodyum denen organa sahip erkek balık, yumurtaları dişi balığın içindeyken döller. Gebeliği izleyen 24 saat içinde genellikle yavrular tek başına yüzebilir.

 

Bazı küçük bilgiler:

BEYAZ KÖPEK BALIKLARI uzunluğu 3-7 metreye, ağırlığı bir buçuk tona ulaşabilir.

VATOZLARIN başlarıyla bütünleşmiş ve kanada benzer kocaman göğüs yüzgeçleri vardır.

BALİNA KÖPEKBALIĞI dünyadaki en büyük balıktır; planktonları ve başka ufak yaratıkları sudan süzerek yer.

DENİZ ATLARI DA alışılmamış dış görünüşlerine karşın balıktır.

TEMİZLİKÇİ BALIK diğer balıklardaki asalakları ve ölü deri hücrelerini ayıklar.

DİKENLİ BALIKLARDA yavruya bakma işini erkek yerine getirir.

1 Mart 2012 Perşembe

İnsanlar ve Dağlar

Düya nüfusunun onda biri dağlarda yaşar. Dağlar sadece sakinleri için değil, insanlığın geri kalan kesimi için de önemli bir geçim kaynağıdır.

Alp'lerdeki eriyen karla birlikte, Alp buzullarının karından elde edilen su, dünya nüfusunun yarıdan fazlasına içme suyu sağlamaktadır.

Sonsuz Buz:

Buzullar kar yağışının buz eritme kapasitesini aşacak kadar bol olduğu yerlerde oluşur. Kar kristalleri kalınlaşır, katılaşır ve sert buzula dönüşür.

      Bir buzul kaynağı olan bu birikim alanları çoğunlukla 3.000 m'nin üzerinde yer alır. Uçtaki buzul dili ise 1.500 m kadar alçakta olabilir. Buzullar vadilere doğru inerken,kenarlarda ve buzul dilinin bitişiğindeki kara kütlesi yüzeyinin altında bulunan kayaçları kazır. Böylece başlangıçtaki V içimi vadiler U biçimi geniş vadilere dönüşür. Bir buzul dilinin çözülmesi çoğu kez buzul dili ile uç buzultaş arasında bir gölün oluşmasıyla sonuçlanır. Bu süreç Konstanz Gölü ile California'daki Donner Gölü gibi göllerin olşumunu açıklar.

      Dünyadaki bütün buzulların çoğu halen çözülmenin son aşamasında bulunuyor. Bunların büyük olasılıkla iklim değişimi yüzünden erimesi sarp uçurumların oluşmasına ve iri kaya parçalarının kopmasına yol açar. Artan heyelanlar bu olayın olası bir sonucu olabilir.

       Düşen kaya parçalarıyla mücadelede benimsenen koruyucu önlemlerden biri çelik ağlardır. Bu modelle yaklaşık 15 ton kaya ve taş toplamak mümündür.

Heyelanlar:

Dağların tehlike alanlarına dönümesinden bir ölçüde insanoğlu sorumludur. Alan açma ve yol yapımı bir çok yörede dağ yamaçlarının temel çatısını ve bitki köklerinin bağlayılığını ypk etmiştir. Bu yamaçlar heyelanlara daha duyarlı olur ya da bazen şiddetli biçimde aşınır. Peru Andları'nda 1970'te büyük bir depremin tetiklediği bir heyelan 70 bin kişiyi kaya, buz ve mil altına gömmüştür.

Kar çığları:

Çığların çoğu 30-50 derece arasındaki yamaç eğiminde meydana gelir. Eğim daha yüksek olursa, büyük kar kütleleri yamaçta tutunamaz; daha düşük olursa, kar akamaz.

        Çığlara kar örtüsünün kararsızlığı yol açar; bu durum tabandaki kar katmanı gevşeyip yerinden oynayınca ortaya çıkar. Artan sıcaklıkla birlikte, kristaller bağlayıcı özelliklerini yitirir.

       Saçak denen asma kar kütlelerinin bulunduğu dağ sırtları boyunca rüzgârın esmesi de bir tehlike oluşturur. Bu tür toz çığları özellikle yıkıcıdır; kar saatte 300 km'yi aşan bir hızla iner. Eşlik eden rüzgâr fırtınaları ve hava basıncı değişkenlikleri bir kasırgaya yakın düzeyde seyreder. Bu hava ve kar bileşimini solumak boğulmaya yol açar.

  Yüksek dağlardaki vadi buzulunun (alp buzulu) boylamasına kesiti. Bu tür buzullar 70 km'lik uzunluğa ulaşabilir. Dünyanın toplam buz yüzeyi içindeki oranı ancak %1'i bulur.

 

MAHKEME:Yargıç, Savcı, Avukatlar ve Bilirkişiler.

Mahkeme sisteminde yargıçların tarafsız ve bağımsız olması gerekir. Savcı devleti, savunma avukatı ise sanığı temsil eder;

Mahkeme hukuk biliminin uygulamadaki bir örneğidir. Yasaya göre bir cezai eylemin işlenip işlenmediğini saptar, suçlamaları karara bağlar ve suçlulara ceza verir. Yargılama sürecinde yargıç, savcı ve avukatların oluşturduğu farklı taraflar bir hükme varmak için birlikte çalışır.

Yargıçlar ve kararları:

Bütün anayasal devletlerde her resmi mahkemeye hukuk öğrenimi görmüş en az bir yargıç başkanlık eder. Yargıç mahkeme önüne getirilen konularda karar verir. Cezai yargılama sürecinde sanık ya cezaya çarptırılır ya da aklanır; hukuk davalarında ise tarafların uyuşmazlığa düştüğü konuda bir karar bildirilir. Genelde bir devlet görevlisi olan yargıç tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Bir hükme varırken geçerli yasalara, insan haklarına  ve kendi vicdanınna göre hareket etmelidir. ABD'de ceza davalarında halktan oluşan jürilere çok sıklıkla başvurulur. Yargıç duruşmaları yürütür ve davanın hukuksal yönlerini saptar; jüri kendi içinde karara vararak hüküm verir.

Savcı ve Avukatlar:

Savcı sanığı sorguya çeker ve verilmesi gereken cezanın derecesiyle birlikte uygulanma biçimine ilişkin görüş bildirir. Yargılamaya hazırlık aşamasında bir soruşturma yürütülebilir. Çoğu savcı bu işi polise bırakır ve sonuca göre iddianame hazırlayıp hazırlamamaya karar verir.

     Savcı gibi avukatlar da hukuk öğrenimi görmüş kişilerdir. İster sanık tarafından seçilmiş, ister mahkeme tarafından atanmış olsunlar, görevleri yargılama sırasında müvekkillerini savunmaktır.

Yüksek Mahkemeler:

ULUSAL HUKUK SİSTEMLERİNDE  yüksek mahkeme önemli bir yer tutar. Örnekler arasında ABD Yüksek mahkemesi ve Alman Federal Mahkemesi sayılabilir. Bu organlar farklı devlet birimleri arasındaki yetki anlaşmazlıklarını karara bağlar ve yasaları ya da hükümet tedbirlerini anayasada belirlenmiş normlara göre inceler. Temel hakları bir hükümet edimiyle çiğnenmiş olan her yurttaş şikayetini yüksek mahkemeye götürme hakkına ilke olarak sahiptir.

YÜKSEK MAHKEMELERİN kararları itiraz konusu edilemez ve kural olarak bütün alt mahkemeler için bağlayıcıdır. Anayasa mahkemeleri çoğu kez kararlarının siyasal değil, hukuksal olduğunu vurgular. Bununla birlikte kararlar bazen siyasal bakımdan çok sert tartışmalara yol açabilir.

YÜSEK MAHKEMELER yasaların anayasaya uygunluğunu denetler ve belirli davalarda nihai kararlar verir.

MAHKEME SİSTEMİ hiyerarşiktir. Her hüküm temyiz yoluyla bir üst mahkemeye götürülebilir.

Kilit Bilgiler:

Bir mahkemede yargıç, savcı, avukatlar ve bilirkişiler yer alır.

Bir hükmün temyizi alt mahkeme kararının bir üst mahkemece bozulması yolunu açar.

Cezanın kapsamı ancak meşru yargılamanın ardından bir hükme varılmasıyla belirlenir. Kararda hem failin, hem de suçun kendine özgü yönleri gözetilmelidir.